MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/05/2010NUMARASI : 2010/854-2010/962Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emri tebliği üzerine borçlu T.. D.’in, takibin işlemsiz bırakıldığı sürede zaman aşımının oluştuğundan bahisle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, adı geçen borçlu hakkında 24/10/2005 tarihinden itibaren bir işlem yapılmadığı gerekçesi ile zamanaşımı itirazının kabulüne ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Borçlar Kanununun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 662.maddesinde, poliçe ve bonolara uygulanan zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yine alacaklının, icra dosyasında, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her talebi ile de zamanaşımı kesilir. Zamanaşımını kesen bir işlemin yapılması ile yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar.Somut olayda, icra takibinin dayanağı bono olup, keşideci borçlu T. D. yönünden zamanaşımı, TTK.nun 661.maddesi gereğince üç yıldır. Zamanaşımı, takibin başladığı 24/10/2005 tarihinde kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. Daha sonra alacaklının, 17/01/2006 tarihinde, tebligat yapılamayan borçlu T. D.’in adresinin tespiti için Beylikdüzü İlçe Jandarma Komutanlığına müzekkere yazılmasını talep ettiği, aynı tarihte müzekkerenin yazıldığı, 07/04/2008 tarihinde ise takibin yenilenmesi talebinde bulunduğu görülmektedir. Anılan her iki işlem de, takibin devamını sağlayıcı nitelikte olup, zamanaşımını keser. O halde, mahkemece, son işlem tarihinden itibaren başvuru tarihine kadar üç yıllık zamanaşımı dolmadığına göre, borçlu T. D. yönünden de zaman aşımı itirazının reddine karar verilerek diğer itiraz nedenlerinin incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de;İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.Somut olayda, borçlu T. D.’e ödeme emrinin 25/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İ.İ.K.’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede mahkemeye başvurarak, zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini istediği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin, takip tarihinden itibaren dosyanın işlemsiz bırakılarak zamanaşımına uğradığı itirazına dayandığı, itiraz tarihinde henüz icra takibinin kesinleşmediği görülmektedir. İ.İ.K.’nun 71.maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. O halde, mahkemece, başvurunun İİK.nun 169/a maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olarak değerlendirilerek aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, istemin, olaya uygun düşmeyen İİK.nun 71.maddesine göre değerlendirilmesi de doğru değildir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.