MAHKEMESİ: Şişli 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/12/2009NUMARASI: 2008/1071-2009/1668Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 07.10.2010 tarih, 9834/22381 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair karar düzeltme istemi yerinde değildir. Alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçen vekilinin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, çeklerin arkasında usulüne uygun olarak cirosu bulunmayan takip alacaklısının yasal hamil olmadığı ve takip konusu çeklerden dolayı müvekkili şirketin hiç bir borcunun bulunmaması nedeniyle takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Borçlu vekili, 11.03.2009 tarihli duruşmada; ibraz tarihinde Muhsin Kürklü'nün ciro silsilesinde yer almadığını, çekler bankaya ibraz edildikten sonra alacaklının kendi ismini çeke yazmak suretiyle araya girdiğini, kendisinden sonra gelen ciroları da iptal ettiğini ileri sürerek çeklerin ibraz anındaki fotokopilerinin getirtilmesini talep etmiştir. Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK'nun 598 ve 702 maddelerinde “senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı” öngörülmüştür. TTK'nun 721. maddesinde de belirtildiği üzere çekin cirosunun ibraz müddetinin geçmesinden önce yapılması zorunludur. Çeklerde ciroyu düzenleyen TTK'nun 702. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran bir kimse, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağından, bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse, çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Çizilmiş ciroların ise, yazılmamış hükmünde olacağı aynı madde hükmünde belirtilmiştir. TTK'nun 730. maddesi göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken TTK'nun 595/2. maddesine göre, lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, sadece cirantanın imzasından da ibaret olabilir. Bu tür cirolara beyaz ciro denilir.Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; takip dayanağı 29.02.2008 keşide tarihli 10.000 TL. bedelli çekte; borçlu şirketin keşideci olup, alacaklı Muhsin Kürklü'nün çek arkasında isminin bulunduğu, fakat ciro imzasının bulunmadığı anlaşıldığından takip alacaklısı bu çekin yetkili hamili olmadığı için bu çek yönünden takibin iptali doğrudur.Ancak 10.02.2008 keşide tarihli 15.000 TL. ve 20.02.2008 keşide tarihli 10.000 TL. miktarlı çeklerin arkasında takip alacaklısı Muhsin Kürklü'nün isim ve cirosunun bulunduğu görülmektedir. İcra mahkemesince, alacaklının takip hakkının bulunup bulunmadığı çek aslı esas alınarak belirlenmesi gerekir. Nitekim mahkemece 11.03.2009 tarihli duruşmada çek asılları incelenerek bahsedilen bu iki çekin arkasında takip alacaklısının cirosunun bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, çek asıllarında mevcut kayıtların incelenmesi ile yetinmek gerekirken bankadan araştırma yapılarak ibraz öncesi durumun tesbitine gidilmesi, mahdut yetkili icra mahkemesinde yapılacak yargılamada gereksiz ve geçersizdir. Kaldı ki; bu iki çekin bankadan ibraz anındaki fotokopilerinde de takip alacaklısının cirosunun bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece şikayetin bu iki çek yönünden reddi yerine gerekçede belirtilen HGK'nun kararı yanlış yorumlanarak takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 07.10.2010 tarih, 2010/9834-22381 sayılı onama kararı kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.