MAHKEMESİ: Nazilli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/04/2012NUMARASI: 2012/53-2012/136Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takibe karşı borçlunun, satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirterek yapılan ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçluya tebligatın usulüne uygun yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." 18/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 11.01.2011 tarih ve 6099 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile değişik Tebligat Kanunu'nun 35.maddesinin 2. fıkrasındaki "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre tebligat yapılabilmesi muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 sayılı kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat kanununun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılacaktır. Somut olayda, şikayetçi borçluya icra emrinin ilanen tebliğ edildiği, kıymet takdiri raporunun, borçlunun yurt dışında çalıştığından bahisle bila tebliğ iade edilmesi üzerine alacaklı vekilinin, aynı adrese, Nazilli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/159 E.sayılı dosyasında dava dilekçesinin tebliğ edilmesi nedeniyle Tebligat Kanununun 35.maddesi gereğince tebligat yapılmasını talep ettiği, kıymet takdiri raporunun 22/12/2010 tarihinde 7201 SK.nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, satış ilanının da, 6099 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten sonra, satış talimatında belirtildiği şekilde Tebligat Kanununun 35.maddesi gereğince 03/01/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Tasarrufun iptali davası, icra takibinden bağımsızdır. Bu nedenle, tasarrufun iptali davasında yapılan tebligatlar esas alınarak icra takibinde Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılamaz. İcra takibinde anılan madde gereğince tebligat yapılabilmesi için aynı takip dosyasında o adrese usulüne uygun tebligat yapılmış olması gerekir. Olayımızda, icra takip dosyasında satış ilanının tebliğ edildiği adrese usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığından anılan adrese 35.maddeye göre tebligat çıkarılması usulsüzdür. Kaldı ki, tasarrufun iptali davasında tebligat yapılan adrese Tebligat Kanununun 35.maddesi gereğince tebligat yapılabileceği kabul edilse bile, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte yürürlükte olan 6099 sayılı kanun ile değişik 35/2.maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi, muhatabın, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlandığından, şikayetçi borçlunun adres kayıt sisteminde adresi bulunup bulunmadığı belirlenmeden anılan maddeye göre yapılan tebligatın usulüne uygun kabul edilmesi mümkün değildir. O halde, mahkemece, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.