Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11360 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6538 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: Bursa 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/06/2012NUMARASI: 2011/400-2012/395Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen haline münasip mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra artan miktar alacaklıya ödenmelidir. Somut olayda; talimat icra mahkemesince yapılan keşif sonrasında alınan 18.05.2012 tarihli raporda; M.Kemalpaşa ilçesi Yalıntaş beldesinde bulunan 199,13 m2 arsa üzerinde kurulu iki katlı taşınmazın toplam değerinin 54.913 TL olduğu, dairede kendisi ve eşi ile beraber 2 kişi olarak yaşayan borçlunun haline münasip evi 30.000 TL'ye alabileceği bildirilmiştir. Takip hukukunda, asıl olan borcun ödenmesi olup, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli takip işlemleri yapılırken borçlunun ve birlikte yaşadığı diğer aile fertlerinin barınma imkanını da elinden almamak gerekir. Bir başka anlatımla borçlunun yaşaması için zorunlu olan evini kendisine bırakırken alacaklının da alacağına fiilen kavuşmasını engelleyecek amacı aşan uygulamalardan da kaçınmak ve taraflar arasındaki menfaatler dengesini de hukuk düzeni içinde korumak gerekir. Bu durumda borçlunun haline münasip meskeni edinebileceği evi bilirkişi raporuna göre 30.000,00 TL’ye alabileceği saptandığı ve bunun aksi de dosyada ispat edilemediği halde, mahcuzun 30.000,00 TL’den az olmamak üzere satılmasına ve 30.000,00 TL’nin borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümüyle kabulü ile haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.