Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11356 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3411 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: Çal İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/11/2012NUMARASI: 2012/33-2012/44Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile beraber aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Yine aynı Kanunu'nun 39. maddesinde; "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda; şikayetçi borçlu adına gönderilen satış ilanına ilişkin tebligatın, birlikte oturduklarından bahisle oğlu M... G.....'e tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ evrakında muhatabın adreste bulunmama sebebi tebligat parçasında belirtilmemiş olması nedeni ile yapılan tebliğ işlemi, TK'nun 16. maddesine aykırı olduğu gibi, müşteki borçlu adına kendisine tebligat yapılan M... G...., aynı kredi borcunun müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğundan aralarında çıkar çatışması bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi gereğince de usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçluya tebliği zorunludur. Tebliğ işleminin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; İİK'nun 134.maddesinin 2.fıkrasında "...Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz." hükmü düzenlenmiştir. Taşınmazların ihaleleri 11.05.2012 ve 21.05.2012 tarihlerinde yapılmış olup, ihalenin feshi istemi 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra, 27.08.2012 tarihinde açılmıştır. Mahkemece borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edildiğine göre istemin süreden reddi gerekir. Bu durumda işin esasına girilmediğinden %10 para cezasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.