Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11335 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 26283 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/07/2011NUMARASI : 2011/544-2011/487Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesinde; “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır. Bu maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın o sırada bulunmadığının tespit edilerek, tebliğ evrakının arkasına şerh verilmesi zorunludur.Somut olayda ödeme emrinin “aynı adreste birlikte çalışan yetkili T.K.a” tebliğ edildiği, ancak tebliğ anında borçlunun orada bulunup bulunmadığının tespit edilmediği ve T. K.n da takipte alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi ve Tebligat Tüzüğünün 23. maddesine aykırı yapılmış olmakla usulsüzdür. HUMK'nun 76. maddesine göre hukuki tavsif hakime aittir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek bu işlemin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi muhatabın bildirdiği öğrenme tarihidir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. 1991/344. K.) .O halde mahkemece, borçludan tebligatı öğrenme tarihi sorulup tespit edildikten sonra, şikayetin süresinde olduğu tespit edilirse veya borçlu bir tarih bildiremezse en geç dava tarihi öğrenme tarihi sayılarak buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tebligatın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.