Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1132 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14781 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Sakarya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/02/2011NUMARASI : 2010/482-2011/60Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, adı geçen borçlunun 13.01.2010 tarihinde ölümü üzerine alacaklı vekilinin takibin mirasçılara yöneltilmesi ve adlarına ödeme emri çıkartılması talebi üzerine, icra müdürlüğünce borçlu n mirasçılarına örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.İİK. nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Buna rağmen ödeme emri çıkarılması halinde, mirasçılar murisin ölümünden önceki ve kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği, imhal, itfa, zamanaşımına (İİK’nun 71. maddesi) benzer itirazlar olabilir. Borçlunun mirasçılarının icra dairesine itirazları sonuç doğurmayacağından, alacaklının takibe devam imkanı olup, icra müdürlüğünce muris hakkında kesinleşen takibin durdurulması yönünde işlem tesisi doğru değildir. Bu nedenlerle takibe devam imkanı bulunan alacaklının itirazın kaldırılması için icra hakimliğine başvurması fuzuli ise de, icra müdürlüğünce itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmuş olması dikkate alınarak, 1086 sayılı HUMK 76 maddesinde düzenlenen hukuki tavsifin hakime ait olduğu kuralı uyarınca, istemin icra müdürlüğünün işlemini şikayet olarak vasıflandırılmak suretiyle şikayet prosedürüne göre sonuçlandırılması gereklidir. Bu konudaki şikayet bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süreye de tabi değildir.O halde mahkemece başvurunun yukarıdaki ilkeler ışığında, İİK. nun 16.maddesi kapsamında incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.