MAHKEMESİ: Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/03/2006NUMARASI: 2005/510-116Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Takip dayanağı ilamda hükmedilen alacağa yasal faiz uygulanacağı belirtilmiştir. Takipte istenen faize karşı borçlunun itirazları 3095 sayılı Yasada öngörülen oranlar dikkate alınarak yapılan inceleme sonucunda belirlenecektir. Olayımızda bilirkişi incelemesinde sonut olayda uygulama olanağı bulunmayan 4833 sayılı Bütçe Kanunu'nun 50/t maddesi ile 5025 sayılı 2004 yılı Bütçe Kanunu'nun 49/o maddesindeki faiz oranları nazara alınarak hesap yapıldığı görülmüştür. Anılan faiz oranları Genel Bütçeye dahil idareler ile Katma Bütçeli Dairelerin ilama bağlı borçları hakkında uygulanabileceğinden tarafların sıfatı ile borçlu belediyenin özel bütçeli olduğu da dikkate alınarak yapılan hesaplamanın yukarıdaki kurallara uygun bulunmadığı düşünülmeksizin 3095 sayılı Yasanın 1. maddesi gözardı edilerek hatalı bilirkişi raporu ile hüküm kurulması isabetsizdir.2) Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Haciz tarihi esas alınıp olaya uygulanması gereken 5272 sayılı Belediye Kanunu, Anayasa Mahkemesi tarafından 18.01.2005 tarih ve 2004/118 E., 2005/8 K. sayılı kararla iptal edilmiş ve iptal kararı 13.04.2005 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nce 6 aylık süre sonunda iptal kararının yürürlüğe gireceği hükme bağlanmış, hacizle ilgili aynı hükümleri taşıyan 5393 sayılı Yasa ise 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, haciz tarihi itibarı ile olaydan anılan yasanın 15/son maddesinin uygulanması zorunludur. Somut olayda, birleştirilen dosyalar da dikkate alındığında belediyeye ait bulunan kasadaki paranın Vakıfbank'taki mevduat hesabının, Milli Emlaktan satışı yapılan taşınmazlar için belediyeye ödenecek paylar hakkında ilgili yerlerden gerekli araştırma yapılarak bu paraların kaynağı ve niteliği öncelikle belirlenmelidir.Bu paraların vergi, resim ve harç niteliğinde olması veya kamu hizmetinde fiilen kullanılması halinde bunların haczedilemeyeceği düşünülmelidir. Bu durumda, şikayetin yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tedbir kararının kaldırılmasından sonra hacze rağmen borçlu belediyenin para adı altında bir kısım ödeme yaptığı gerekçe gösterilerek bu konuda bir karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi ayrıca borçlunun şikayetinde ileri sürdüğü takip sonrası işleyecek faiz oranı yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda belirtilen nedenlerle kabulü ile mahkeme kararının (1) no'lu bentte yazılı nedenlerle alacaklı yararına, (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle borçlu yararına İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.