MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/11/2012NUMARASI: 2012/508-2012/1128Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın 1/2 hissesi borçlu Tomris Bakanoğlu adına kayıtlı olup, tapu kaydında Kadıköy ilçesi Sahrayıcedit Mahallesi, 3184 ada, 95 nolu parselde 18 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı mesken olduğu görülmektedir. Taşınmazın 1/2 hissesi H.B.'na ait olup, şahıs nüfus kaydına göre 01.11.2005 tarihinde vefat etmiştir. Taşınmazda hissedar olan Hulusi Bakanoğlu isimli şahsın ölümü üzerine borçluların hissesine düşen oranların tespiti için mahkemece veraset ilamı alınması gerekmektedir.Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın değerinin 230.000,00 TL, borçlunun hissesine düşen miktarın 115.000,00 TL olduğu ve satılması halinde yeni alınabilecek borçlunun haline münasip evin 140.000,00 TL olacağı belirtilmiştir.. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük, haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmemesi doğru görülmemiştir.Mahkemece, veraset ilamı alınmak suretiyle borçluların taşınmaz üzerindeki hisselerinin tespiti, daha sonra da bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenmesi gerekir. Bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.