MAHKEMESİ: Pendik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/12/2005NUMARASI: 2005/498/675Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu ............. Gıda Ltd. Şti. adına gönderilen örnek 51 numaralı ödeme emrinin (....komşusu Sezgin Azaklı'ya haber verilerek muhtarlığa bırakıldı, ....) açıklamasıyla tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlunun gıyabında yapılan hacizle ilgili 103 davetiyesinin de yukarıda açıklanan şekilde şerh verilip tebliğ işleminin tamamlandığı görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12.maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13.maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişeler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları halde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğünün 18.maddesinde de selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzümu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle mahkemenin (fabrika bekçisinin tebligatı almaya yetkili bulunduğu) yönündeki gerekçesi yasaya aykırıdır.(HGK.nun 22.06.1988 tarih ve 1988/12-266) Açıklanan bu şekli ile borçluya gönderilen tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği sonucuna varılmalıdır. Ancak, hükmi şahıslar adına ve adı geçenin Ticaret Sicilinde yazılı adreslerini gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp-dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. O halde, Mahkemece, borçluya tebligat çıkartılan adresin adı geçenin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olup olmadığı araştırılmalı, ticaret sicilindeki adres ise tebligatın usulüne uygun olduğu, aksi halde tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığı sonucuna varılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.