Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11130 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 29601 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Isparta İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/05/2010NUMARASI: 2009/291-2010/247Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından, faturaya dayalı olarak başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine karşı, borçlunun süresinde itiraz etmesi nedeniyle icra müdürlüğünce, yetki itirazı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin de yetki itirazının kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki, HUMK'nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Örneğin; sözleşmedeki alacağın ödenmemesi, malın teslimi, cezai şartın ödenmesi gibi... Anılan madde sözleşmeden doğan davalar için iki özel yetki kuralı koymuştur. a) Sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkisi (aktin icra, ifa edileceği yer)b) Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisi (davanın açıldığı zaman davalı veya vekilinin orada bulunmaları koşulu ile)Sözleşmenin yerine getirileceği yer öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer, borcun ödeneceği yer) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde, borcun ödenmesi için açılacak dava ise, borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık veya zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, Borçlar Kanunu'nun 73. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi karalaştırılmadı ise, borç, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda Borçlar Kanunu'nun 73/1. maddesi uygulanmaz. Nevar ki, HUMK'nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz (sebepsiz ikitsap gibi), genel yetkili yer olan yani davalının ikametgahında dava açılır. Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisine gelince: Sözleşmeden doğan bir dava, davalı veya vekilinin, davanın açıldığı zaman orada bulunmaları koşulu ile sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilir (İİK'nun 50. maddesinde bu koşul aranmaz).Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek; "HUMK'nun 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalarda, tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanunu'nun 73. maddesine göre belirleneceği" açıklanmıştır. Ancak, bu gibi hallerde Borçlar Kanunu'nun 73. maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir. Somut olayda borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz ettiğine göre, diğer bir ifade ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğine göre, BK'nun 73. maddesinin olaya uygulanması mümkün değildir. Bu durumda alacaklı, İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle HUMK'nun 9. maddesi gereğince ancak borçlunun ikametgahında takip yapabilir. O halde mahkemece, ödeme emrinin borçluya Afyonkarahisar'da tebliğ edildiği gözetilerek yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 31/05/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.