MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:2- Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun, haczedilen taşınmazların haline münasip evi ve zaruri tarım arazisi olduğunu ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece, eksik avansın yatırılmadığı ve duruşmaları takip etmeyen borçlu vekiline bu konuda tebligat yapılması gerekmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 18/3. maddesi; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmünü içermektedir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İcra ve İflas Kanunu'nda bir hüküm olmayan hallerde ancak, İcra ve İflas Kanunu'nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a4 vb.) veya bu Kanun'un özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması halinde uygulanabilir. Meskeniyet iddiasına ilişkin başvuru şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta aynı Kanun'un 320/4. maddesi uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmez. Mahkemece, başvurunun şikayet niteliğinde olduğu gözetilerek, İİK'nun 18/3. maddesine göre, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp şikayetin sonuçlandırılması gerekir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-g maddesi uyarınca, davacının yatırması gereken avansın yatırılmış olması dava şartlarından olup, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise mahkeme bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.Delil ikamesi için avans başlıklı HMK'nun 324. maddesinin birinci fıkrasında; "taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler" hükmü düzenlendikten sonra ikinci fıkrasında; tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin hukuki sonucu olarak delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı öngörülmüştür.Görüldüğü üzere HMK'nun 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK'nun 114. maddesinin "g" bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 3. maddesi gereğince “Davacı, bu tarifede gösterilen gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır...." Somut olayda, borçlunun dava açarken gider avansı yatırdığı ve dolayısıyla üzerine düşen yasal yükümlülüğü yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin ise yatırılan avanstan arta kalan 743 TL'nin keşif ve bilirkişi incelemesine yetmeyeceğini tespit etmiş olması, bu miktarın HMK'nun yukarıda belirtilen 324. maddesi gereğince delil ikamesi avansı niteliğinde olduğunu göstermektedir.O halde mahkemece, işin niteliğinin şikayet olduğu dikkate alınarak HMK'nun 324. maddesi kapsamında eksik delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağı açıkça belirtilerek), masrafı dosyada mevcut gider avansından karşılanmak suretiyle borçlu vekiline kesin süre içeren meşruhatlı davetiye çıkartıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.