MAHKEMESİ: Malatya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/02/2012NUMARASI: 2011/227-2012/60Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, 02.04.2010 ile 23.05.2011 tarihleri arasında dosyanın altı ay işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımının dolduğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; takip kesinleşmeden, kesinleşmesinden sonraki dönemle ilgili olarak İİK.nun71/son maddesi gereğince itirazda bulunulamayacağı belirtilerek istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İ.İ.K.’nun 71.maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, alacaklının, zamanaşımı dolmadan 19.12.2008 tarihinde takibe başladığı, ödeme emrinin borçlu tarafa 27.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun yasal beş günlük sürede zamanaşımı itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Borçlu takip sonrası zamanaşımının dolduğuna yönelik şikayette bulunmuş ise de, talep dilekçesinde belirttiği zaman aralığında henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tasnifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçlunun itirazının İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece borçlunun dava dilekçesindeki isteminin sevk maddesi ile bağlı kalmayıp, istemin takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı olarak kabul edilip sonucuna göre karar vermesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.