MAHKEMESİ: Ankara 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/10/2012NUMARASI: 2012/631-2012/865Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ; Şikayetçi icra mahkemesine yaptığı başvuruda; hakkında yapılan takip neticesinde kendisinden toplamda 6.048 TL kesinti yapıldığını, maaşına, evine, arabasına haciz konulduğunu, haciz sırasında 2.000 TL ödemek zorunda kaldığını, hacizlerin kaldırılması ve ödemek zorunda kaldığı 2.000 TL'nin iadesi için şikayette bulunduğunu ve mahkemece 03.05.2012 tarihinde hacizlerin kaldırılmasına ve ödemek zorunda kaldığı 2.000 TL'nin kendisine iadesine karar verildiğini, kendisinden kesinti yapılan toplam paradan 2.779 TL'nin alacaklı tarafından icra kasasından alındığını bu konuda muhtıra çekip şikayet hakkını saklı tuttuğunu belirterek mahkeme kararında geçen 2.000 TL dışında takip dosyasında tutulan 1.305 TL'nin kendisine ödenmemesi yönündeki işlemi şikayet etmiş, mahkemece haciz nedeniyle kesilen tüm paraların borçluya iadesine dair karar verildiği anlaşılmıştır. İİK. nun 361. maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK.nun 361.maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Zira haczin kaldırılması karar tarihi itibariyle hüküm ifade eder. Önceden yapılan kesintiler ve ödemeler genel hukuk mahkemelerinde açılacak istirdat ya da sebepsiz zenginleşme davalarının konusu olabilecektir. Borçlu tarafından maaşı, arabası, evi üzerine konulan hacizlerin kaldırılması ve haciz sırasında ödemek zorunda kaldığı 2.000 TL'nin iadesi için yapılan şikayet neticesinde Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/209 Esas - 460Karar numaralı 03.05.2012 tarihli kararda şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, borçlu tarafından ödenmek zorunda kalınan 2.000 TL'nin iadesine karar verilmiş verilen karar neticesinde borçlu tarafca 28.06.2012 tarihinde icra müdürlüğüne yapmış olduğu talep ile mahkeme kararına dayanılarak tüm hacizlerin kaldırılması ve maaşından yapılan kesintilerin kendisine iadesine karar verilmesi istenmiş, icra müdürlüğünce 03.07.2012 tarihinde mahkeme kararında geçen 2.000 TL'nin borçluya iadesine, hacizlerin kaldırılmasına, dosyada bulunan 1.305TL'nin ise dosyada tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İcra Mahkemesinin kararlarının yerine getirilebilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden derhal uygulanır. Bu durumda Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/209 Esas – 460 Karar numaralı 03.05.2012 tarihli kararında geçen 2.000 TL'nin borçluya iadesinde usulsüzlük olmadığı gibi mahkeme kararından sonra haciz nedeniyle borçludan yapılan bir kesinti ve alacaklı tarafa ödenmemiş dosyada bulunan para varsa bunların da borçluya iadesine karar vermek gerekir. Ancak Ankara 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/209 Esas - 460Karar numaralı 03.05.2012 tarihli kararından önce (iadesine karar verilen 2.000 TL dışında) borçlunun maaşından yapılan bir kesinti varsa hacizlerin mahkeme kararı ile sonradan kaldırılması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmayacağından önceden yapılan kesintiler ve ödemeler genel hukuk mahkemelerinde açılacak istirdat ya da sebepsiz zenginleşme davalarının konusu olabilecektir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi gereğince, hakim iki tarafın isteği ile bağlı olup, fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesi dosyada tutulan 1.305 TL'nin kendisine iade edilmemesi yönündeki işlemi şikayet olup ayrıca karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti istememiş olmasına rağmen mahkemece istem aşılarak hacizler nedeniyle kesilen tüm paraların iadesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin alacaklı tarafa yükletilmesi şeklinde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. O halde yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ve davacının şikayet konusu ettiği husus dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK.nun 297.maddesinin 1.fıkrasının e bendi gereği gerekçeli kararın yazıldığı tarihin kararda belirtilmemiş olması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.