Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11047 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8247 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 23. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2013/810-2013/1017 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine şikayet yoluna başvurarak dayanak çeklere ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 71/2. maddesinde, "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.). Çekin ibraz tarihine göre yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK.nun 730/18. maddesi göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK. nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin 01.04.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra 15.12.2008 tarihindeki haciz talebine kadar takip dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığı gibi bu tarihten 17.11.2009 tarihindeki talebe kadar dosyanın işlemsiz bırakılarak çeke ilişkin 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan mahkemenin hükme esas aldığı Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29.03.2011 tarih ve 2009/608-2011/213 sayılı borçlu şirket hakkındaki iflas kararı, takip dosyasının işlemsiz bırakılarak zamanaşımının gerçekleşmesinden sonraki tarihli olduğundan sonuca etkili değildir. Bu durumda borçlu yönünden zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından mahkemece itirazın kabulü ile İİK.nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.