Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10971 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 29761 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Burhaniye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2009NUMARASI: 2009/81-2009/119Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;18.11.2008 tanzim tarihli 05.01.2009 vadeli ve 15.000 YTL tutarlı bonoya itiraz eden Nazım Kaptan'ın, senedi şirket temsilcisi olarak imzaladığı görüldüğü gibi ayrıca açığa atmış olduğu imza ile şahsen sorumlu olarak da imzaladığı anlaşılmaktadır. TTK.nun 690. maddesi göndermesi ile aynı yasanın 590. maddesinde; "Temsile selahiyetli olmadığı halde, bir şahsın temsilcisi sıfatıyla poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olacağı ve selahiyetini aşan temsilci için dahi bu hükmün uygulanacağı" düzenlenmiştir. Bu durumda şirket temsilcisi N.K.ın şirketi temsilen şirket kaşesi üzerine attığı imza dışında, senet üzerine atmış olduğu diğer imzasından dolayı sahsen sorumluluğu doğmuş bulunmaktadır. Mahkemece takip konusu 15.000 TL'lik senet yönünden itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, bu senet yönünden de itirazın kabulü doğru değildir. Diğer taraftan, 06.12.2008 keşide tarihli 21.600 YTL bedelli çekle ilgili olarak İİK.nun 169/a-5 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi de isabetsiz olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.