Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10831 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 28677 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/09/2009NUMARASI: 2009/3147-2009/2309Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi banka vekilinin, kredi alacaklarının tahsili amacıyla borçlu hakkında icra takibine geçtiklerini, takip sırasında borçluya ait taşınmazın (taşınmazların) ihale yoluyla satıldığını, icra müdürlüğünce ihale bedelinden cezaevi ve tahsil harcı kesildiğini, yapılan işlemin 492 Sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesine aykırı olduğunu öne sürerek iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. 1-Alacaklı vekilinin cezaevi harcına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Cezaevi harcının, 492 Sayılı Harçlar Kanununun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından ve dolayısıyla bu konudaki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, anılan harca yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Alacaklı vekilinin tahsil harcına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde:06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren 04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı Kanunun 11/ç maddesiyle, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesi yeniden düzenlenmiş ve son fıkrada yer alan “harca tabi tutulmaz” ibaresi, “bu Kanun’da yazılı harçlardan müstesnadır” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan bu son değişiklikle bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler, alacaklı-borçlu ayrımı yapılmaksızın 492 sayılı Harçlar Kanununda yer alan yargı harçlarından da müstesna tutulmuştur. Nitekim maddenin gerekçesinde bu değişiklik “492 sayılı Harçlar Kanununun 123.maddesinde kredilere ilişkin istisna hükmünün yargı harçlarını da kapsamı içine aldığı hususu açıklığa kavuşturularak uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır” şeklinde ifade edilmiştir. Diğer taraftan bu durum Yüksek Danıştay 9.Dairesi’nin bu yöndeki yerleşmiş birçok kararı ile de kabul edilmiş bulunmaktadır (Danıştay 9.Dairesi 20.10.2008 T. 2006/4958 E, 2008/4769 K, 15.10.2008 T. 2007/3486 E, 2008/4610 K., 15.10.2008 T. 2005/3203 E, 2008/4591 K, 15.10.2008 T. 2006/84 E, 2008/4597 K.).Açıklanan ve yeni oluşan bu durum karşısında, bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin olarak icra dairelerinde yapılacak işlemlerin, 492 sayılı Harçlar Kanununda yazılı harçlardan ve aynı Kanun’da yer alması nedeniyle de tahsil harcından müstesna olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, şikayetçi banka tarafından, borçluya kullandırılan kredinin geri ödenmesini temin amacıyla icra takibi yapıldığı anlaşıldığından ve dolayısıyla yukarıda anılan yasa hükmü gereğince, ihale bedeli, tahsil harcından müstesna olduğundan, bu yöndeki şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.