Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10604 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1151 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Adana 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/11/2012NUMARASI: 2010/1085-2012/672Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tamamı borçlu T.A. adına kayıtlı olup, tapu kaydında ili, ilçesi ada parselde kayıtlı olduğu görülmektedir.Mahkeme kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda; parselde .kat numaralı meskenin değerinin arsası ile birlikte 51.198,00 TL olduğu ve borçlunun haline münasip olduğu, borçlunun haline münasip meskeni 51.198,00TL'yesatın alabileceği belirtilmiştir.Rapor bu hali ile Yargıtay denetimine elverişli değildir. Çünkü, asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu köyün mahallesinde meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın da belirlenmemesi doğru görülmemiştir.O halde mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun ikamet ettiği yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değer saptanmalı; bu tespitlerden sonra borçlunun alabileceği evin değeri, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip evi alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan azolmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.