Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10581 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 7633 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Oğuzeli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/03/2005NUMARASI : 2005/1-3Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İcra takibinin dayanağı olan ilamda artırılan kamulaştırma bedel farkının dava tarihi olan 23.01.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İlamda, oran belirtilmeyip, ödemenin (yasal faizi) ile birlikte yapılacağının hüküm altına alınması halinde, faiz oranlarının (uyuşmazlığa uygulanması gerekli yasada öngörülen şekilde) belirlenmesi gerekir. Öte yandan, faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi uyarınca (halin icabından anlaşılan durum gereği), bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı faizi yukarıda açıklanan niteliğinin belirlenmesinden sonra bu orana göre talep edebilir. İcra müdürlüğünce borçluya gönderilen hesap edilen borcun ödenmesine ilişkin muhtıranın ilama aykırı olarak düzenlendiği iddia edildiğinden, ilama aykırı işlemi kapsadığından bu şikayet süreye tabi değildir. Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bir başka anlatımla, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanmaz. Bu oran kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplamada dikkate alınacaktır.Bu durumda, mahkemece dayanak ilamın kesinleşme tarihi sorulup tespit edilmeli, kesinleşme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 1. maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46. maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmelidir.Mahkemece yukarıda belirtilen kurallar doğrultusunda bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.