MAHKEMESİ: Ankara 16. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/06/2012NUMARASI: 2012/507-2012/429Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından dört adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu diğer borçlu limited şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK.nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK.nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 589.maddesi gereğince şirketin münferiden temsile yetkili temsilcinin kooperatif kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 613 ve 614/l.maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir. Takip dayanağı senetlerde keşideci bölümünde şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzasının bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirket, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir(HGK.nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı). Somut olayda, takip dayanağı bonolardan 07.06.2011 düzenleme ve 30.10.2011 ödeme tarihli, 2.000 Euro bedelli senette yeralan iki imzanın da keşideci şirketin kaşesiüzerine atıldığı görülmektedir. İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun, kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığına göre; kaşe üzerinde atılan imzaları şahsı adına değil, kaşesi bulunan şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmelidir. Mahkemece; muteriz borçlunun takip dayanağı senetlerden 07.06.2011 düzenleme ve 30.10.2011 ödeme tarihli, 2.000 Euro bedelli bonodan dolayı şahsen sorumlu olmadığı sonucuna varılarak borca itirazının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın tümüyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.