Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10546 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 26245 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/06/2011NUMARASI : 2011/153-2011/200Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı bankanın borçlu hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçtiği, borçlunun kısmi itirazının Balıkesir 1. İcra Mahkemesi'nin 21.12.2010 tarih ve 2010/33 E 2010/397 K.sayılı kararı ile kısmen kaldırılmasına karar verildiği, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip talebinde istenen 28.431,92 TL’ye takipten sonrası için 13.04.2011 tarihine kadar %54 faiz oranı üzerinden 21.231,46 TL faiz eklendiğini, buna göre toplam borcun 49.675,38 TL olduğunu, faize faiz istenemeyeceğini, toplam faizlerin ana parayı geçemeyeceğini, %54 faiz oranının kaldırılarak alınan krediye göre zirai kredi faizi üzerinden hesap yapılmasını istediği anlaşılmaktadır.İlamsız icra takibine vaki itirazın kaldırılmasına ilişkin Balıkesir 1. İcra Mahkemesi’nin 21.12.2010 tarih ve 2010/33 Esas 2010/397 Karar sayılı ilamda; “ itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne, 281, 72 TL fazlalık düşüldükten sonra davalı borçluların bunun dışındaki (temerrüt faizi ve oranına) kısma yönelen itirazlarının kaldırılarak takibin devamına" karar verildiği görülmektedir.İtirazın kaldırılmasına ilişkin ilamın, kesinleşmiş olmakla aynı takipte verilecek diğer mahkeme kararlarına karşı (takip sonrasi için istenen %54 faiz oranı bakımından) kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı açıktır.HUMK’nun karar tarihi itibarı ile uygulanması gereken 76. maddesi uyarınca ( 6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi), “Hakim Türk Hukukunu re’sen uygular.” Buna göre mahkeme huzuruna getirilen hukuki bir uyuşmazlıkta, olayın hukuken nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa hükmünün tespiti bizatihi hakime düşen bir görev olup, mahkemenin, bu hususta tarafların yapacağı vasıflandırma ile bağlı olmadığı izahtan varestedir. Borçlunun şikayet dilekçesinde özetlenen beyanları ile 13.04.2011 tarihli haciz talimatında hesaplanan 49.675,38 TL’sı "içindeki 21.231,46 TL"sına karşı çıktığı anlaşıldığına göre, mahkemece, anılan tutarın takip sonrası için istenen ve kesinleşen %54 faiz oranına ve kesinleşen itirazın kaldırılması ilamına uygunluğu konusunda uzman bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.