Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10517 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 29439 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: Bursa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/10/2009NUMARASI: 2009/331-2009/1022Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmış olup, borçluya (6) örnek icra emri tebliğ edilmiştir. Ancak takipten önce alacaklı tarafından, borcun ödenmesine ilişkin ihtarname, noter aracılığıyla borçlunun kredi sözleşmesinde yazılı adresine gönderilmek suretiyle 16.01.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine borçlu tarafından da ihtarnameye 19.01.2009 tarihinde noter kanalıyla itiraz edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 150/ı maddesine göre; "hesap özetinin noter marifeti ile borçluya gönderildiğine dair noterden tasdikli bir örneği icra müdürlüğüne ibraz edildiği takdirde" borçluya icra emri gönderilir. Bunun için, ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi şart değildir. Aynı maddeye göre, krediyi kullanan borçlunun noter marifetiyle 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiği ispat edildiği takdirde, krediyi kullandıran taraf İİK.nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle ispat edebilir. Bu araştırma bilirkişi incelemesini zorunlu kılar. Ayrıca borçlu ile alacaklı arasındaki ipoteklerin limit ipoteği olup, azami tutarlarının 550.000 TL olduğu da gözönünde bulundurulmalıdır.Borçlu tarafından ihtarnameye 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmiştir. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf (alacaklı) alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, borçlunun şikayeti reddedilir. Borçlu tarafından yasal 8 günlük süre içinde ihtarnameye itiraz edildiğine ve ödeme iddiasında da bulunduğuna göre, bu iddia üzerinde de durularak ve alacaklının 68/b maddesi çerçevesindeki belgelerle alacağını ispat edip edemediği hususu bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.