MAHKEMESİ: İzmir 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/11/2012NUMARASI: 2012/858-2012/849Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu idare tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, haklarında İzmir 2. İdare Mahkemesi ilamından kaynaklanan idari para cezası alacağı nedeniyle takip yapıldığı, ilamın kesinleşmediği ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesi uyarınca önce idareye başvurmadan doğrudan takip yapılamayacağı gerekçesi ile takibinin iptali istenmiş, mahkemece, istemin kabulü ile icra takibinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 2577 Sayılı Kanunun 28. maddesinin 6352 sayılı yasa ile değişik 2. fıkrasında “Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu fıkrada idari yargının edayı içeren ilamlarına ilişkin düzenleme vardır.Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılmış olup, takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebi, “İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 2011/2414E.-2012/35K. sayılı ilamı bağlamında ödenen idari para cezası ve gecikme zammının istirdatı talebidir” şeklinde belirtilmiş ve idare mahkemesi ilamı takibe eklenmiştir. Dayanak İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 18.01.2012 tarihli 2011/2414E.-2012/35K. sayılı ilamının ise, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının, alacaklı davacıdan istenen belgelerin 506 sayılı yasanın 140/d maddesinde öngörülen süre içerisinde Kuruma ibraz etmediği gerekçesi ile uygulanan idari para cezası işleminin iptaline yönelik iptal davası olduğu ve hüküm fıkrasının, alacaklı lehine, belli bir miktarın tahsiline dair eda hükmünü içermediği görülmektedir. O halde alacaklı, söz konusu ilam, yukarıda belirtildiği üzere belli bir miktarı içermediğinden ve vekalet ücreti yada yargılama gideri de talep etmediği için 2577 sayılı yasanın 28/2. maddesi uygulanmadan ilamsız takip yapabilecektir. Mahkemece bu nedenle şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.