MAHKEMESİ: Şanlıurfa 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/10/2010NUMARASI: 2010/134-2010/416Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itrazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı borçlu, keşide imzasının şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürerek imza itirazında bulunmuştur. Mahkemece, Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Kriminal İnceleme Laboratuvarından alınan 03.06.2010 tarihli raporda, çekteki imzanın münferit imza yetkililerinden F...B... eli ürünü olmadığı, R... B....ı eli ürünü olabileceği bildirilmiştir.İtiraz üzerine, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan 16.07.2010 günlü raporda ise "çekteki keşideci imzasının teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli bir imza olması nedeni ile aidiyetinin ve bu meyanda R... B... ve F... B...’nın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin" açıklandığı görülmüştür. Bu durumda R.. B... yönünden raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Her iki rapor da Adli makamlarca istem üzerine alındığından raporların birinin diğerine üstünlüğü kabul edilemez. Zira, Adli Tıp Kurumunun Grofoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmayıp raporun anılan kurumundan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması da yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382 esas, 2009/415 karar sayılı kararı)O halde, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.