Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10419 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 25968 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Eskişehir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/11/2010NUMARASI: 2010/723-2010/1100Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2005/5751 sayılı takip dosyasında, alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığı, borçlu vekilinin 19.07.2010 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, yetki, zamanaşımı ve borca itirazları ile birlikte takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığına ilişkin şikayette bulunduğu, mahkemece takipte ödeme emrinin davacıya 29.07.2006 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın yasal beş günlük süre geçirilerek yapıldığı, zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takip dosyasının incelemesinden, borçlu adına " ................adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının "aynı konutta oturan eşi G." T.imzasına 28.07.2006 tarihinde tebliğ edildiği, 31.07.2006 tarihinde M.ve F.oğlu, 01.03.1947 doğumlu 3. şahıs M. T.nün isim benzerliğinden dolayı tebliğ evrakının sehven alındığını bildirerek tebligatı Kartal Nöbetçi İcra Müdürlüğünün 2006/568 muhabere sayısı ile iade ettiği, iade dilekçesi ve eklerinin 07.08.2006 tarihinde icra dosyası arasına konulduğu, dosya arasında bulunan nüfus kayıtları ile tebligatı iade eden kişinin nüfus bilgilerinin karşılaştırılmasından tebligat yapılan şahsın borçlu ile aynı isimde üçüncü bir şahıs olduğu, bilahare alacaklı vekilinin mevcut durumu dikkate alarak 05.07.2010 tarihli talebi doğrultusunda borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının "............" adresinde bizzat kendisine 14.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda borçlunun takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığına ilişkin şikayeti ile yetkiye, borca ve borcun takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazları İİK.nun 168/5 maddesine göre yasal beş günlük sürede yapılmıştır. O halde borçlunun itiraz ve şikayetleri hakkında, zamanaşımı itirazının takibin kesinleşmesinden öncesine ait itiraz olduğu hususu da göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken borca ve yetkiye itirazlar ile şikayetin yasal beş günlük sürede yapılmadığından ve zamanaşımı itirazının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olduğu değerlendirilerek zamanaşımının gerçekleşmediğinden bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.