Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10414 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5903 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Dazkırı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/09/2011NUMARASI: 2010/10-2011/52Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki 3.kişi ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre üçüncü kişinin temyiz itirazlarının REDDİNE;2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Çeke dayalı kambiyo takibinde, takibin kesinleşmesinden sonra borçluya ait ....ada parselde kayıtlı fabrikadaki menkullerin 01.02.2010 tarihinde haczedilmesi üzerine borçlu vekili, haczedilen menkullerin ipotek akit tablosunda teferruat olarak yer aldığı, bu kapsamda olmayan menkullerin ise fabrikanın mütemmim cüzü olduğu, ayrıca mahcuzların finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle dava dışı T. Sınai Kalkınma Bankası'na ait olduğunu, 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca haczedilemeyeceğini ileri sürmüş, birleşen dava davacısı T.Sınai Kalkınma Bankası vekili ise mahcuzların ipotek akit tablosu kapsamında yer aldığı, bu kapsamda olmayanların ise fabrikanın ayrılmaz parçası olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile haczin iptaline karar verilmiştir. 1- İpotek akit tablosunda yer alan menkuller konusunda;Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi uyarınca bütünleyici parça (mütemmim cüz), yerel adetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olup, o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı için taşınmazdan ayrı (bağımsız olarak) haczedilemez. Eklentinin ise kural olarak taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Alacaklılar ana taşınmazı satmadan, orada bulunan eklenti niteliğindeki malları ( Medeni Kanunun 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ) ayrı ayrı haczettirip sattırabilirler. Çünkü, eklentinin, taşınmaz yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılması mümkündür. Ancak, İİK'nın 83/c maddesi gereğince, ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun Medeni Kanunun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur. Somut olayda ipotek akit tablosunda yer alan menkullerin hacze konu menkuller olup olmadığı araştırılmadan, ayrıca menkullerin ipotekli taşınmazdaki fabrikanın işletilmesi için kullanılması zorunlu olup olmadıkları, diğer bir deyişle eklenti veya bütünleyici parça olup olmadıkları tespit edilmeden sonuca gidildiği görülmüştür.2- Finansal kiralama sözleşmesinde yer alan menkuller konusunda; Kural olarak 3226 Sayılı Yasanın 19/2 maddesi gereğince "kiracı aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde icra memuru finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına karar verir" ne var ki, bu maddenin uygulanması taraflar arasında 3226 Sayılı Yasanın 8. maddesi koşullarında gerçek anlamda bir finansal kiralama sözleşmesinin varlığına bağlıdır. 3226 Sayılı Finansal Kiralama Yasası'nın 8. maddesinde; finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacağı emredici bir kural olarak düzenlenmiştir. Yine 8. maddenin 1. paragrafının 2. cümlesinde; taşınır mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescili gerektiği hükmü öngörülmüş olup, finansal kiralama sözleşmesinin noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilip edilmediği icra mahkemesince re'sen araştırılmalıdır.Somut olayda, finansal kiralama sözleşmesinin özel sicile tescil edilip edilmediğinin araştırılmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılması gereken iş, taraflar arasında özde ve biçimde 3226 Sayılı Yasanın 8. maddesi koşullarında bir finansal kiralama sözleşmesinin varlığını tespitten sonra haczedilen mallar ile finansal kiralama konusu malların aynı olup olmadığı belirlenerek (gerektiğinden bilirkişi mütalaasına başvurulmak suretiyle) oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir.Öte yandan hacizli menkullerin hangilerinin finansal kiralama sözleşmesi kapsamında hangilerinin ipotek akit tablosu kapsamında kaldığı belirtilmemiştir. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, ilgili tapu kaydı, ipotek akit tablosu ve finansal kiralama sözleşmesi gözetilerek hukukçu, inşaat mühendisi ve makine mühendisi bilirkişilerden oluşacak kurulca yapılacak inceleme sonucu, mahcuzların ipotek akit tablosu ile finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yer alıp almadıklarının tespiti ile Medeni Kanun'un 686. maddesinde öngörülen nitelikte ve taşınmaz telef, tahrif veya tağyir olunmadan ondan ayrılıp ayrılamayacağı ve bu hali ile fabrikanın amacına uygun şekilde çalışıp çalışmayacağını gösterir biçimde rapor alındıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan birleştirilmekle beraber bağımsızlıklarını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm tesis edilmemesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.