Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10400 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 215 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Akşehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/11/2012NUMARASI: 2012/24-2012/126Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı senet bedelini lehtara kısmen ödediğini ileri sürerek takibin kısmen iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. İtiraz tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gerekli olan aynı kanunun 599. maddesi gereğince, bonolardan dolayı kendisine müracaat edilen kimse önceki hamillerden birisiyle kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def'ilerini yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak, hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin takip hukuku açısından geçerli yazılı bir belge ile kanıtlanması halinde an??lan def'iler yetkili hamile karşı da ileri sürülebilir. Somut olayda, takip dayanağı bononun incelenmesinde, muteriz borçlunun keşideci, lehtarın ise ..................San.Tic.Ltd.Şti. olduğu ve lehtarın cirosu ile senetleri devralan alacaklı A.Y.'ın yetkili hamil sıfatı taşıdığı görülmüştür. Bu durumda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda TTK.nun 599.maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre mahkemece itirazın reddi yerine kabulü ile takibin kısmen iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.