Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10380 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 28629 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Balıkesir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/10/2009NUMARASI: 2009/38-2009/502Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka tarafından İstanbul 10.İcra Müdürlüğü’nün 2008/7477 esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiği ve takibe ilişkin olarak 2 nolu meskenin tapu kaydına 14.11.2008 tarihinde İİK. nun 150/c maddesi şerhinin konulduğu anlaşılmıştır. Balıkesir 4.İcra Müdürlüğü’nün 2008/457 talimat sayılı dosyasından 20.12.2008 tarihinde yapılan kıymet takdirinin asıl icra dairesince tebliği üzerine borçlunun İİK. nun 82/12.maddesini dayanak göstererek, taşınmazın haline münasip evi olduğunu iddia ederek haczin kaldırılmasını istediği görülmüştür. İİK. nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlatılmış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu İcra Mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK. nun 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda Balıkesir İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, İstanbul 10.İcra Müdürlüğü’nün 2008/7477 esas sayılı icra takip dosyasından Balıkesir Tapu Sicil Müdürlüğü’ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına 14.11.2008 tarihinde İİK. nun 150/c maddesi şerhi konulmuştur. O halde anılan işleme karşı şikayeti incelemeye İstanbul İcra Mahkemesi yetkili olup, mahkemece şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; İİK. nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından şikayetin reddi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.