MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:2- Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun, icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak bonodaki imzaya itiraz ettiği ve takibin iptalini istediği mahkemece, davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezası hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.Mahkemece hükme esas alınan 26.01.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu'nun raporunda; inceleme konusu senette ...'e atfen atılı imzalarla ...'in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu senette ...'e atfen atılı imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ...'in eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder.Somut olayda, bilirkişi raporu ile takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı yönünde kesin kanaat bildirdiği belirlendiğine ve icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehdar olup, borçlunun ise avalist olduğu ve bu durumda, lehdar ile imzaya itirazı kabul edilen avalistin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir. Avalist imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir.O halde, mahkemece alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdirSONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.