Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10333 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 29683 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Eskişehir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/05/2010NUMARASI: 2010/471-2010/658Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu hakkında aile mahkemesi ilamına istinaden nafaka, manevi tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin olarak 04.05.2010 tarihinde başlatılan takipte, borçlu, icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiş, icra mahkemesince, söz konusu ilamın takip tarihinden sonra (25.5.2010 tarihinde) boşanma yönünden kesinleştiği nazara alınarak şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. HUMK.nun 443/4. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe takibe konulamaz. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak hükmedilen, maddi ve manevi tazminatın, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle ilam kesinleşmeden takibe konu edilmesi mümkün değildir. Ancak aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca nafaka hükümleri müstesnadır. Takibe konu yapılan Eskişehir 3.Aile Mahkemesi’nin 06.04.2010 tarih ve 2008/873 E. 2010/371 K.sayılı ilamının hüküm fıkrasının 2.bendinde, alacaklı lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği görülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere tedbir nafakasının takibe konulması için kesinleşmesine gerek olmayıp, icra mahkemesinin tedbir nafakasına ilişkin olarak borçlu isteminin reddine yönelik kararı sonucu itibariyle doğrudur. Ancak boşanma kararının fer'i niteliğinde olan tazminat alacaklarının ise takibe konulabilmesi için dayanak kararın kesinleşmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda yapılan takipte, anılan ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Her ne kadar ilamın boşanmaya ilişkin bölümü takip tarihinden sonra kesinleşmişse de, 28/11/1956 tarih 15/15 Sayılı İBK ve YHGK.nun 17/03/1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı gereğince her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağından mahkemece, takibin tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin tümden reddi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.