Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10296 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5660 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Bakırköy 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/02/2011NUMARASI: 2010/1006-2011/140Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip dayanağı Büyükçekmece 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.06.2010 tarih ve 2008/708 Esas, 2010/634 Karar sayılı ilamı ile, asıl alacak davası yönünden 3.593,33 TL ecrimisil alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bir kısım davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacı şirkete ödenmesine, birleşen alacak davası yönünden ise alacaklı şirket lehine 15.286,66 TL ecrimisil alacağının tahakkuk eden dönem sonundan itibaren yasal faizi ile birlikte bir kısım davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen 08.12.2010 tarihli raporda, ilamda faiz konusunda herhangi bir hüküm bulunmamasına karşın asıl alacak kalemlerine 12.10.2001 ve 10.05.2005 tarihlerinde itibaren faiz işletilmesinin ilama aykırı olduğu belirtilmiş ve mahkemece bu rapora göre işlemiş faiz yönünden şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dayanak ilamda ecrimisil alacağına yasal faiz yürütülmesine hükmedilmiş olup hakimin, mahkeme ilamını yanlış yorumlayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurması doğru değildir. Zira ilamın infaz edilecek bölümü hüküm kısmıdır. İcra mahkemesi, yorum yolu ile ilamın hüküm kısmını değiştiremez (HGK.8.10.1997 tarih ve 1997/17-517 Esas 97/776 karar). Mahkemece, ilama uygun olarak yasal faiz oranlarına göre işlemiş faiz yönünden konusunda ehil bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 08.12.2010 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.Diğer taraftan, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesinde; "dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı açıklandıktan sonra, bu ücretin iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği" hüküm altına alınmıştır. Şikayetçiler lehine Büyükçekmece 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/708 Esas, 2010/634 Karar sayılı ilamında hükmedilen 7.627,00 TL dava vekalet ücretinin takas ve mahsup edilmesi yönündeki istemin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.