Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10229 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 33240 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Sakarya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/12/2012NUMARASI: 2012/284-2012/287Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular vekili haklarında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonraki devrede oluşan zamanaşımı nedeniyle TTK'nun 726 ve İİK'nun 71 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesini icra mahkemesinden talep etmiştir.TTK'nun 726 ve 770. maddelerinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 662 ve 663. maddelerinde zamanaşımını kesen sebepler sınırlı olarak sayılmıştır. Dava açılmasından kasıt alacaklı tarafından açılan davalar olup Hukuk Genel Kurulu'nun 1996/684-805 sayılı 21.11.1996 tarihli kararında benimsendiği üzere borçlunun açtığı menfi tespit davası zamanaşımını keser. Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan itiraz ve şikayet takibi durdurmayacağından zamanaşımını kesmez.Somut olayda örnek 10 ödeme emri tebliğ edildikten sonra borçlunun 30.10.2007 tarihinde imza inkarında bulunduğu Sakarya 2. İcra Mahkemesi'nin 2007/375 Esas, 2008/328 Karar sayılı ve 16.09.2008 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği bu itiraz sırasında mahkemece icra takibinin durdurulmasına karar verilmediği, alacaklının 26.12.2007 tarihli icra takip işleminden sonra 10.11.2008 tarihinde icra takibi işlemi yaptığı her iki talep arasında zamanaşımını kesecek bir işleme rastlanmadığından 6 aylık çek zamanaşımının dolduğu, borçlunun bu tarihten sonra 23.02.2009 tarihinde Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2009/66 Esas üzerinden menfi tespit davasını açtığı, bu davanın 22.04.2010 tarihinde reddedildiği Yargıtay incelemesinden geçerek 11.05.2011 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Şu hale göre menfi tespit davası açılmadan önce zamanaşımı gerçekleştiği için, menfi tespit davası açılmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Mahkemenin yukarıda belirtilen menfi tespit davasının zamanaşımı süresinin işlemesini durdurduğu gerekçesi ile şikayetin reddine ilişkin 24.05.2011 tarihli kararı, Dairemizin 06.02.2012 tarih ve 2011/16078 Esas, 2012/2451 Karar sayılı alacaklının menfi tespit davasında yargılamaya katılarak def'i yolu ile alacaklı olduğunu ileri sürüp sürmediği yöntemince araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi yönündeki bozma kararı araştırmaya yönelik olup, mahkemenin bozma kararına uymuş olması, menfi tespit davası öncesinde zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemesine engel değildir.Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere takibin kesinleşmesinden sonraki ve ancak menfi tespit davasından önceki dönemde 26.12.2007 ile 10.11.2008 tarihleri arasında çek zamanaşımının dolması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi yerine alacaklının menfi tespit davasında itirazlarını def'i yoluyla ileri sürdüğü gerekçesiyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.