MAHKEMESİ: İstanbul 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/06/2011NUMARASI: 2011/882-2011/1096Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, altı aydan uzun süre takibin işlemsiz bırakıldığını belirterek zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, zamanaşımı itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK.nun 730/18.maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yine, TTK.nun 730/18. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 663/2. maddesi gereğince zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklının, takibin ilerlemesine yönelik her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar.İ.İ.K.’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.Somut olayda, alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 16/11/2009 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, İstanbul 9. İcra Mahkemesinin 14/12/2009 tarih ve 2009/2064 E.-2232 K.sayılı kararı ile söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verildiği, yeniden çıkarılan ödeme emrinin ise 24/09/2010 tarihinde borçluya tebliğ edildiği görülmektedir.İ.İ.K.’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. Borçlu vekili, takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımının dolduğunu iddia etmiş ise de, ilk ödeme emrinin iptal edilmesinden sonra gönderilen yeni ödeme emri tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesine başvuru tarihine kadar, alacaklının takibin ilerlemesine yönelik işlemler yapması nedeniyle altı aylık sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin kararında belirttiği tarihler takibin kesinleşmesinden önceki döneme aittir. Bu durumda, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının yukarıda belirtilen İİK.nun 168/5.maddesi hükmüne göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. O halde, mahkemece, İİK.nun 71/2. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonra altı aylık zamanaşımı süresi dolmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.