Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10136 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 29225 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/11/2009NUMARASI: 2009/554-2009/1114Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili süresinde şikâyette bulunarak takibe dayanak çekin keşide yeri olarak “Ant.” yazıldığını, bu ibarenin tartışmasız olarak keşide yerini göstermediğini ve dolayısiyle takibin dayanağı belgenin çekin unsurlarını taşımadığından takibin iptalini istemiştir. Başvurunun yasal dayanağı İİK’nun 170/a maddesidir. İİK’nun 170/a-son maddesinde; "her ne suretle olursa olsun, .....borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise" takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımaması nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Alacaklı tarafından dosyaya sunulan 28.8.2009 tarihli protokolde takip konusu çeke açıkça atıf yapılarak, borçlu tarafından borcun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece alacaklı vekiline protokolün ibrazı için 13.10.2009 tarihinde kesin süre verilmişse de, bu yükümlülüğe uyulmamasının doğuracağı yasal sonuçlar (yaptırımlar) açıklanmamış olduğundan, HUMK'nun 163. maddesi ile yerleşik Yargıtay kararlarına uygun kesin sürenin varlığından söz edilemeyeceğinden protokolün sonradan ibrazı sonuca etkili değildir.Protokoldeki imzanın borçlu tarafından inkarı halinde gerektiğinde imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.