Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10120 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 281 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: İzmir 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/12/2012NUMARASI: 2012/801-2012/883Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirterek tebligatın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece,şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmüne yer verilmiş, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/1.maddesinde de, " Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır." düzenlemesi getirilmiştir. 7201 Sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.Tüm açıklamalar doğrultusunda, kişiye önce bilinen son adresi esas alınarak tebligat yapılması zorunludur.Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde bildirilen ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adrese bir tebligat çıkarılmaksızın, borçlunun, adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edildiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, borçlunun bilinen son adresine tebligat çıkarılmaması usulsüz olup, mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlu tarafından bildirilen tarihten önce öğrenildiği hususu alacaklı tarafından yazılı delille ispat edilemediğine göre, tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.