MAHKEMESİ: İstanbul 19. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/06/2011NUMARASI: 2010/384-2011/992Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 170/3 maddesi gereğince, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına karar verilir. Mahkemece anılan madde hükmüne aykırı olarak sadece itirazın kabulüne karar verilerek "takibin durdurulmasına" karar verilmemesi (itirazın kabulünün hukuki sonucunun açıklanmaması-böylelikle ilamın icrasında sıkıntılara sebebiyet verilmesi) doğru değildir. Ayrıca İİK.nun 170/5. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu (asıl) alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve ( asıl) alacağın % 10'u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip alacaklısı, takip konusu çekte ciranta sıfatını taşımakta olup, çekteki imzanın kendisinden bir önceki ciranta borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Çekteki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan çeki alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir.O halde mahkemece, alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'si nispetinde icra tazminatı ve % 10 para cezasına mahkum edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.