Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10021 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 915 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: Aydın 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2012NUMARASI: 2012/192-2012/333Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmış, borçlunun itirazı üzerine takip durmuş, itirazın iptali davası sonucunda İncirliova Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/283 E, 2010/14 K. sayılı kararıyla itirazın iptaline karar verilmiş, borçlu tarafından alacağın ferileri olan faiz ve icra takip masraflarının yanlış hesaplandığı belirtilerek şikayet yoluna başvurulmuştur.6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 648. maddesi gereğince 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, görülmekte olan davalara ilişkin olarak, "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76' ncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır." şeklinde düzenleme getirilmiştir. İcra takibi de dava gibi düşünüleceğinden, 6098 sayılı TBK'nun anılan hükümlerinin henüz sonuçlanmamış icra takiplerinde de uygulanması gerekir (HGK'nun 12.09.2012 tarihli, 2012/19-314 E, 2012/557 K. sayılı kararı).6098 sayılı TBK'nun faiz ve temerrüt faizine ilişkin 88. ve 120. maddeleri gereğince değişen oranlarda faiz oranlarının uygulanabilmesi için talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk olması gerekir. Böyle bir durumda alacaklının ticari ya da yasal faiz istediğinin kabulü gerekeceğinden, faizin anılan faiz türlerine göre değişen oranlarda hesaplanması gerekmektedirAncak, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal ve ticari faizin üzerinde olması durumunda itiraz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle takip sonuna kadar anılan faizin uygulanması gerekecektir.Somut olayda takip tarihi olan 09.07.2003 tarihinde ticari faiz oranının %57 olmasına göre alacaklının bu oranın oldukça üzerinde %74 faiz oranı istediği görülmektedir. Bu nedenle alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamaz. Borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran üzerinden faiz hesaplanması gerekir. O halde mahkemece 6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 88 ve 120. maddeleri dikkate alınmak suretiyle ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında şikayetin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değişen ticari faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin 1. fıkrası gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.