Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9870 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24310 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura kullanmak ve düzenlemek HÜKÜM : 1- Sahte fatura düzenlemek suçundan; beraat, 2- Sahte fatura kullanmak suçundan; mahkumiyet I- "2004 ve 2005 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçlarından verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık ve müdafiinin, "2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere her takvim yılının ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu ve her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden 2004 ve 2005 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak eylemlerinden tek hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır."Sahte fatura kullanmak" suçuna yönelik toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ve müdafiinin, "2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçuna yönelik elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık hakkındaki mahkumiyet ve beraat hükümlerinin istem gibi ONANMASINA,II- "2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.