Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 981 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21839 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Beraat 1- Katılan vekilinin, sanık ... hakkında kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, suç tarihinden iddianame düzenleme tarihine kadar gerçekleştiği ve kamu davasının düşürülmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 2- Katılan vekilinin, sanık ... hakkında kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince;... Optik yetkilisi olan sanığın, ..., ..., ..., ... ve ...'in tedavilerine dayanmaksızın, onlara ait sağlık karnelerine gözlük reçetesi yazdırdığının iddia olunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; öncelikle suça konu reçete asıllarının getirtilmesi, adlarına reçete düzenlenen hastaların dinlenerek reçetelerin muhteviyatındaki gözlükleri, ... Optik'ten eksiksiz olarak alınıp alınmadığının, reçetelerdeki imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, gerektiğinde reçetelerdeki imza ve yazılar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca reçete tarihleri itibariyle hangi hastane ve poliklinikte muayene-tedavi oldukları, suça konu reçetelerin muayene sonucu düzenlenip düzenlenmediği, yazılan gözlüklerden haberdar olup olmadıkları hususunda ayrıntılı beyanlarının tespit edilmesinden ve lüzumu halinde reçetelerde belirtilen teşhislere ilişkin tetkik evrakları getirtilerek reçetelerde yazılan gözlüklerin teşhislere uygun olup olmadığının da bilirkişilere tespit ettirilmesinden sonra, suça konu reçete asıllarında mahkemece gözlem yapılarak aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.