MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında; beraat, 2- Sanıklar ..., ..., ... ve Mehmet Dinç hakkında; zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, Madeni İşler Odası Başkan Yardımcısı sanık ..., Nakliyeciler ve Şoförler Odası Başkanı sanık ..., Terziler Odası Başkanı sanık ... ile Başkan Vekili sanık ...’in üye kayıt defterlerinde tahrifat ve eklemeler yaparak, sigortalılar.... ile ... isimli kişileri bağımsız çalışmadıkları ve odada kayıtlı olmadıkları halde çalışıyormuş gibi gösterip defterlere kaydettikleri veya var olan çalışma sürelerini gerçeğe aykırı olarak artırmak için sigortalılığa esas gerçek dışı belgeler düzenlemek suretiyle geriye yönelik haksız hizmet süresi kazandırılmak istendiğinin iddia ve kabul edildiği somut olayda, oda görevlisi olan sanıkların, odanın evraklarına karşı işlenen suçlardan dolayı suç tarihinde yürürlükte bulunan 507 sayılı Yasanın 112. (5362 sayılı Yasanın 59.) maddesi uyarınca memur gibi sorumlu olmaları sebebiyle eylemlerinin, 765 sayılı TCK'nun 339/1. (5237 sayılı Yasanın 204/2.) maddelerine uyan suçu oluşturacağı, diğer sanıkların da bu suça iştirakten sorumlu tutulmaları gerektiğinin kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü;1-Katılan vekilinin, sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen değişen suç vasfına göre “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabii olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesinde öngörülen asli zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı 13.10.2003 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,2- Katılan vekilinin, sanıklar ..., ...,... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dairemizin 28.04.2010 gün 2008/15956 Esas 2010/4852 Karar sayılı bozma ilamı gereğince, SGK İl Müdürlüğü Emeklilik İşlemleri Bürosu personeli...ün suça konu belgelerin aldatma yeteneklerinin bulunup bulunmadığı hususunda mahkemece tanık sıfatıyla celbedilip, anılan belgeler kendisine teslim edilerek incelemesini yaptıktan sonra 2 sayfalık yazılı beyanını dosyaya sunmuş olduğunun 28.03.2011 günlü duruşma tutanağında belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan tanığın yazılı beyanlarını içeren dilekçe denetime olanak sağlayacak biçimde dosya içerisinde bulundurulmadan, tanık ...ün yazılı beyanlarına göre suça konu belgelerin aldatma yeteneklerinin bulunmaması nedeniyle sanıkların eylemlerinin “görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturacağı ve anılan suçla ilgili olarak suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2. maddelerindeki zamanaşımı süresinin hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden bahisle yazılı şekilde sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.