Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9794 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27164 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya içinde bulunan vekaletnameye göre; her ne kadar sanık Av. ...'u vekil tayin etmiş ise de, anılan avukatın verdiği yetki belgesine istinaden bozmadan sonraki duruşmalara Av. ...'un girerek davayı takip ettiği, 20.09.2010 günlü hükmün de Av. ...'un yüzüne karşı verildiği yasal temyiz süresinin son üç gününü de içine alacak şekilde sanık müdafileri Av. ... ve Av. ...'un 24.09.2010 ve 31.10.2010 tarihleri arasında yatak istirahatlerini gerektirecek şekilde rahatsızlıklarına ilişkin doktor raporlarını dosyaya sundukları, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; belgeli sağlık mazereti nedeniyle hükmü süresinde temyiz edemeyen sanık müdafilerinin, yatak istirahatlerinin bittiği günden önce 29.09.2010 günü yaptıkları temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği cihetle, sanık müdafilerinin yerinde görülen eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteminin süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;1)Sanık müdafilerinin, “resmi belgede sahtecilik” suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasa belirlenerek sonucuna göre karar verilmiş , 5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddesinin uygulanmama gerekçesi gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafilerinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,2) Sanık müdafilerinin, “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen 2“dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 19.02.2004 suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.