Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 929 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1331 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ......... Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek1- 5327 sayılı TCK'nun 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır. Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin belgeyi bozması, yok etmesi veya gizlemesi halinde ise hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının engellenmesi söz konusu olmadığından TCK'nun 205. maddesindeki suç da gerçekleşmeyecektir. Somut olayda, katılanın ..... Ltd. Şti'den aldığı daire karşılığı ödemesi gereken 85000 TL'yi şirketin rızası ile, borcundan düşülmesi karşılığında sanığa verip yaptığı ödemeye güvence olarak senet aldığı ancak gerçekte sanıktan herhangi bir alacağı bulunmadığı, katılanın şirkete borcunun düşüldüğü hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu anlaşılmakla, sanığın kendisine ait olup katılanda bulunan senedi yırtmaktan ibaret eyleminin bir hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleme niteliğinde olmadığı anlaşılmakla atılı suçun unsurlarının oluşmadığı, bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de;a -5237 sayılı TCK'da belgeyi yok etmek, bozmak veya gizlemek suçlarının konusunun resmi evrak olması halinde aynı kanunun 205. özel evrak olması durumunda ise 208. maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, suça konu yırtıldığı iddia olunan senedin ele geçirilememiş olması ve parçalarının bir araya getirtilip 6762 sayılı TTK'nın 688. maddesinde sayılan yasal unsurları taşıyıp taşımadığının saptanamaması karşısında; "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince suçun konusunu oluşturan senetlerin özel belge niteliğinde sayılması ve sanığın 5237 sayılı TCK'nun 208. maddesine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, b- Sanık hakkında, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar hak yoksunluğuna hükmedilebileceği gözetilmeden uygulanan TCK'nun 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı ilamı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 10/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.