Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 915 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 8458 - Esas Yıl 2007
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından sanıklar O.K, E.B ve M.A'nın yapılan yargılamaları sonunda : Mahkumiyetlerine dair ...Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.04.2007 gün ve 2007/58 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama-bozma isteyen 02.11.2007 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, sanıklar O.K, E.B ve E.A müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezaların süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği düşünüldü: KARAR : 1-Sanık E.A hakkında "sahte kredi kartı kabul etmek" suçunda verilen "mahkumiyet" hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazının incelenmesinde: Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul , oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı bir sebep bulunmadığı taktir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin eksik soruşturma ve inceleme yapıldığına , mahkumiyete yeterli delil olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2-Sanıklar OK,EB,EA ve MA. Haklarında "suç işlemek için örgüt kurmak", "sahte kredi kartı kullanmaya teşebbüs" suçlarından ve OK,EB ve MA haklarında ayrıca "sahte kredi kartı kabul etmek" suçundan verilen "mahkumiyet" hükümlerine yönelik sanık müdafilerinin temyiz incelenmesine gelince: a-5237 sayılı TCK'nun 220.maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin bulunması ve niteliği itibariyle "devamlılık" göstermesi gerekir. Somut olayda , arızi olarak bir araya gelen sanıklar arasında "hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradesinde devamlılık" saptanamamış olması karşısında yüklenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı nazara alınarak beraatlarına karar verilmesi gerekirken , suça iştirak ilişkisine yanlış anlam katılarak yazılı şekilde sanıkların "suç işlemek için örgüt kurmak" suçundan mahkumiyetlerine hükmolunması, b-Sanık EA'nın diğer sanıklarca 06.12.2006 tarihinde ...ilçesinde sahte kredi kartı ile alışveriş yapmaya kalkışılması eylemine iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli ve kesin delil bulunmadığı halde, beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3-5237 sayılı TCK'nun 245/2. maddesinde tanımlanan suçun mağdurunun, kartın henüz kullanılmamış olması nedeniyle hesap sahibi olmayıp banka veya kredi kartını çıkartma yetkisine haiz banka olacağı, banka veya kredi kartlarının manyetik şeritlerinde yer alan ilk altı rakama ilgili katalogdan bakıldığında kartı çıkaran bankanın belirlenebileceği cihetle; ele geçirilen ve sahte olduğu belirlenen kartların manyetik şeritlerinde yapılan inceleme sonucu tesbit edilen Yapı kredi Bankası A.Ş. C..... South Dakota N.A ve W.... F.... Bank N.A adlı bankalar sayısınca sahte kredi kartlarındaki manyetik şerit numaralarının farklı olması durumunda ise anılan yasanın 43.maddesi de değerlendirilerek zincirleme biçimde ayrı ayrı suçların oluşacağı nazara alınmadan sanık O.K hakkında sahte kredi kartları nedeniyle üç kez yerine on beş kez , sanıklar E.B ve M.A haklarında ise üç kez mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, 4- Sanıklar O.K,E.B, ve M.A haklarında "sahte kredi kartı kullanmaya teşebbüs" suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve TCK'nun 7/2 maddesi uyarınca sanıklar yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1.fıkrası ile CMK'nun 231/5. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırının 2 yıla çıkarılması ve 2.fıkrası ile de CMK'nun 231/14.maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında; hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması lüzumu, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321.nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.