Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8963 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24354 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık; 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 168/2, 62, 52, 53, 58. maddeleri gereğince neticeten 1 yıl 3 ay hapis, hak yoksunluğu ve mükerrirlere özgü infaz rejimi. Resmi evrakta sahtecilik; 204/1, 62, 53, 58. maddeleri gereğince neticeten 1 yıl 8 ay hapis, hak yoksunluğu ve mükerrirlere özgü infaz rejimi.I-Sanık müdafiinin “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği en aleyhe 30.06.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde verilen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II- Sanık müdafiinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince, 1. Suça konu çeki başkasına imzalatıp tedavüle koyduğu iddia ve kabul olunan sanığın, atılı suçu kabul etmeyerek aynı adreste bulunan başka bir şirketten dolayı ortağı olan ...'nun çeki düzenlediğini savunması, çekte aynı zamanda ilk iki cirosu bulunan tanık ...'nun da çekin sanıkla ilgisi olmadığını, şirketin sahibi olarak bildiği ...'den aldığını ileri sürmesi, karşılıksız çek keşide etme suçundan yapılan yargılamada çekteki imzanın sanığa, hazırlıkta alınan bilirkişi raporuna göre ise ön yüzündeki yazı ve imzaların tanığa ait olmadığının tespit edilmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer 2vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nce alınan ve dosya içerisinde fotokopisi bulunan 28.06.2005 tarihli bilirkişi raporunun aslı ya da onaylı örneği getirtilip, gerçek kişi olduğu dosya kapsamından anlaşılan ... isimli kişi titizlikle araştırılıp, adresinin tespiti halinde dinlenilip, çekin ön yüzündeki yazı ile rakamların sanık, yazı, rakam ve imzaların ... eli ürünü olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2. Kabule göre de;a. Resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK.nun 342/1 maddesinde 2 yıldan 8 yıla kadar hapis olmasına rağmen, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 204/1. maddesinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olup, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3 maddesi uyarınca, kararın gerekçe bölümünde 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun olaya ilişkin tüm hükümleri uygulanarak, cezaların kişiselleştirilmesinden sonra sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın belirlenmesi, temel cezanın, üst sınırı 8 yıl hapis cezasını öngören 765 sayılı TCK.nun 342/1 maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi halinde, üst sınırı 5 yıl hapis olan 5237 sayılı TCK.nun 204/1. maddesine göre, 342/1 maddesine göre takdir edilenden daha az olacak şekilde tespiti, bunun da kararın gerekçe bölümünde denetime olanak verecek biçimde gerekçesi ile birlikte gösterilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması,b. Suça konu belgenin dosya içerisinde delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının korunmasına, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.