MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 1- 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 62, 51, 52 ve 53. maddeleri gereğince sanıkların 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 1.000,00 TL adli para cezası, cezanın şartlı olarak ertelenmesine, 2- 765 saylı TCK'nun 342/1 ve 59. maddeleri gereğince sanıkların 1 yıl 8 ay hapis cezası, 647 sayılı Kanunun 6. maddesine göre cezanın ertelenmesine, I- Katılan vekili ile sanıklar müdafiinin “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 11.11.2003 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıklar müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Katılan vekili ile sanıklar müdafiinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Sanık ...'un soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki anlatımlarında, ağabeyi olan diğer sanık ... ile ve O'nun isteği üzerine bir kez katılan şirkete giderek 01.05.2002 tarihli factoring ve temlik sözleşmesini imzaladığını ve 1 adet ...'a ait olan çeki şirkete verdiklerini, o tarihten sonra ağabeyi olan ...'un ortadan kaybolduğunu, ekonomik sıkıntıya düşüp bir takım çekler cirolayıp kırdırdığını, bu nedenle kendisi hakkında da icra takipleri yapıldığını hatta adına sahte çek cirolayıp piyasaya verdiğinden dolayı ağabeyi hakkında Bağcılar Cumhuriyet Savcılığının 2004/15328 sayılı dosyasında suç duyurusunda bulunduğunu,suça konu çeki de muhtemelen ağabeyinin ciro ederek katılan şirkete vermiş olabileceğini beyan etmesi,...'un da savunmasında; kardeşi ... ile birlikte.... Tekstil firmasının sahibi iken firmanın battığını,kardeşi ile ortaklıktan ayrıldıktan sonra kendisinin başka firmalara iş yaptığını,suç tarihinde.... Ltd. Şti'ne yaptığı iş karşılığında suça konu çeki aldığını ve ... Tekstil kaşesi ile imzalayarak katılan ........ A.Ş.'ye verdiğini ancak çeki ciro ettiği tarihte ... Tekstil'in fiilen faaliyetinin olmadığını ve kardeşi ... adına imzayı kendisinin attığını,asıl borçlu ...Ltd. Şti'nin borcu ödemediğini ancak kardeşi ile görüşmediği için bu çek ile ilgili icra takibinden ve açılan davadan da haberdar olmadığını, firma dağıldıktan sonra kardeşi ile biraraya gelmediklerini ve zor durumda kaldığı için eski firmalarına ait kaşeyi kullanarak ... isminin altına imzayı kendisinin attığını , asıl keşidecinin çekin bedelini ödeyip ödemediğini bilmediği için çeki ödemediğini ,sahtecilik ve dolandırıcılık kastı ile hareket etmediğini savunması,katılan şirket tarafından ibraz edilen 11.11.2003 tarihli faturada çeki teslim eden şahsa ilişkin bilgi bulunmayıp çek hamilinin adının yer alması karşısında;gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından,suça konu çek keşidecisi görünen .... Ltd. Şti. yetkilisi tanık sıfatıyla celbedilip suça konu çeki kime ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak verdiği,katılan şirket yetkilisine ise suça konu çeki bizzat kimden teslim aldıkları hususları açıklattırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.