Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8361 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25921 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyet I- Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkümiyetine dair hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında açıklandığı üzere; yüklenen dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında, fiilin 765 sayılı TCK. nun 504/3 (5237 sayılı TCK'nun 158/1-f) maddesinde öngörülen suçu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının; suçun işlendiği 02.04.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, II- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkümiyetine dair hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince: 1- Sanığın, kendisini .... olarak tanıtan.... nolu telefon hattını kullanan kişiden ticari ilişki nedeniyle keşidecisi ... olan biri 1.500, diğeri 9.250 lira bedelli iki çek aldığını, bu çeklerden suça konu 9.250 lira bedelli olanı otobüslerini kiraladığı ...'a ciro ederek verdiğini, 1.500 lira bedelli çeki ise, vadesi geldiğinde bankaya ibraz ettiğini ancak, görevlilerden sahte olduğunu öğrenince ...'a telefon ederek verdiği çekin sorunlu olduğunu söyleyerek geri istediğini, fakat onun da çeki bir başkasına verdiğini söylediğini, suça konu çekin sahte olduğunu bilmediğini, ...'un parasını ödediğini, bu işten kendisinin zarar gördüğünü savunması, mağdur ...'un, yaptığı tur hizmeti karşılığında.... Firması yetkilisi olan sanıktan aldığı suça konu çeki, ticari ilişki nedeniyle ....'a verdikten sonra sanığın kendisini arayarak bu çekin sorunlu olduğunu söyleyip geri istediğini, ancak çeki bir başkasına verdiği için iade edemediğini, sanıktan alacağını sonradan tahsil ettiğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, suç tarihinde .... nolu telefon hattını kullanan kişinin kim olduğunun araştırılıp tespit edilerek, suça konu çekin ön yüzündeki yazıların, rakamların ve keşideci imzası ile çekin arka yüzündeki ... ve .... yazıları ile imzalarının bu şahsın ve sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde mahkümiyetine hükmolunması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca lehe yasa belirlenirken asgari hadden ceza tayini halinde 765 sayılı TCK.nun 342/1. maddesi uygulanarak hükmolunacak sonuç ceza eşit ise de; 5237 sayılı TCK’nun uygulanması durumunda hapis cezasına mahkümiyetin doğal sonucu olarak anılan Yasanın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun da uygulanması nedeniyle 5237 sayılı TCK. nun aleyhe olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, b-Sanığın, ...'a verdiği suça konu çekin sahte olduğunu öğrendikten sonra, çeki geri istediğine ve bilahare parasını da ödediğine dair savunmasının adı geçen tarafından doğrulandığı gözetilmeden "zararın giderilmediğinden" bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ve sanığın pişmanlık göstermediğine dair delillerin neler olduğu da karar yerinde açıklanıp gösterilmeden yasal olmayan "sanığın inkarına ve zararın giderilmediğine" dair gerekçelere de dayanılmak suretiyle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.