MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 35. maddesindeki değişiklik ve 21. maddesindeki ek düzenleme karşısında, sanığın yokluğunda verilen hükmün bildirdiği mernis adresine 21. maddesi yerine 35. maddeye göre 18.02.2012 tarihinde tebligata çıkartılmasının usulsüz olması nedeniyle sanık müdafiinin eski hale getirme talebi yerinde görüldüğünden, temyizin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:1- Sanığın, borçluları ..., ... ve ... görünen sahte imzalı üç senedi katılana vererek belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; bilirkişi raporunda senetlerdeki "Antakya" yazılarının farklı şahıs eli ürünü olduğunun bildirilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, katılan ve sanığın yeniden celbi ile "sanık tarafından senetler katılana verildiğinde Antakya yazılarının bulunup bulunmadığı" hususunda beyanlarının alınıp Antakya yazılarının bulunmadığının anlaşılması halinde suç tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan "tanzim yerinin” bulunmaması sebebiyle senetlerin bono vasfını haiz olmayıp sanığın eyleminin TCK'nın 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,2- 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu senetlerin katılana aynı tarihte verildiği, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil bulunmayıp, TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin bütün halinde tek bir belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge sayısı dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK.nun 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini, yasaya aykırı,3- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.