Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8330 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23261 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2012/37725MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/10/2011NUMARASI : 2011/41 (E) ve 2011/567 (K)SUÇ : Özel belgede sahtecilikN.. İletişim isimli işyerinin sahibi olan sanığın katılanın haberi olmaksızın kimlik bilgilerini kullanarak ve imzasını taklit ederek özel belge niteliğindeki birden fazla Gsm abonelik sözleşmelerini sahte olarak düzenleyip, çıkarttığı telefon hatlarını kullanmak suretiyle müteselsilen özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunması; sanığın 02/11/2010 tarihli hazırlık beyanında özetle "suçlamayı kabul etmemekle beraber 2001-2006 yılları arasında Turkcell GSM Şirketi'nin N.. İletişim isimli işyerinde alt bayiliğini yaptığını, işyerine telefon hattı almak için başvuran şahısların o yıllarda mutlaka kendi kimlik bilgileriyle başvurmaları gerekmediğini, başkasına ait kimlik bilgileriyle başvuranlara da kontörlü hat satışı yaptıklarını, işi bıraktıktan sonra hakkında benzer nitelikteki soruşturmalar açılınca işin önemini, herkesin kendi kimlik bilgisiyle başvurması ve sözleşmelerin bu şekilde tanzim edilmesi gerektiğini anladığını, iddia konusu telefon hatlarına ait abonelik sözleşmeleri üzerindeki alt bayi kodu ve alt bayi isminin kendi işyerine ait olduğunu", 06.10.2011 tarihli mahkeme beyanında ise "Suçlamaları kabul etmemekle beraber o tarihlerde çok sayıda hat satışı yapıldığı için alt bayi olarak kimlik fotokopilerini alıp ve bu kimlik fotokopilerine bayi kodunu yazıp ana bayiye gönderdiklerini ancak sözleşmeleri kendilerinin düzenlemediğini, bu sebeple o dönemlerde çok sayıda bu şekilde yanlış hat verildiği ve hat almayan kişiler adına da sözleşme düzenlendiğini, bunların o dönemdeki telefon şirketlerinin uygulamalarından kaynaklandığını, suça konu sözleşmelerinde sadece kendilerinin bayi kodu ve adı yazılı olduğunu, bunu herhangi birinin de yazmasının mümkün olduğunu, kendi bayiine ait kaşe ve imza mevcut olmadığını" ifade etmesi karşısında her iki beyanında da tevil yollu ikrarı ile kişilerin kendi kimlikleri ile başvurmadan abonelik sözleşmeleri yaptıkları, kişilerden aldıkları kimlik fotokopilerine alt bayii kodunu yazıp ana bayiye abonelik sözleşmelerinin düzenlenmesi amacıyla gönderdikleri, suça konu abonelik sözleşmelerinin düzenlenmesinin de sanık tarafından sağlandığının kabulü gerekeceği cihetle katılanın kimlik bilgileri ile düzenlenen abonelik sözleşmelerinin düzenlenme tarihleri de nazara alınıp zincirleme suç hükümleri de değerlendirilerek hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.