MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik, yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : 1- Yalan beyanda bulunmak suçundan; her iki sanığın beraatine, 2- Özel belgede sahtecilik suçundan; sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetlerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına I – Sanıklar hakkında 2005 yılında işledikleri iddia olunan, "özel belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu cihetle, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, istemin itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,II- Sanıklar hakkında "yalan beyanda bulunmak" suçundan kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet Savcısı ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,III – Sanık ...'un 2004 yılında işlediği iddia olunan, "gerçek bir durumun belgelendirilmesi amacıyla özel belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanığa yüklenen “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 21.07.2004 tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.