Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7982 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25247 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine I- Müdafiinin sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyada mevcut adli sicil kaydına göre, 765 sayılı TCK'nun 81. maddesindeki tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunduğu anlaşılan sanık hakkında, 765 sayılı Yasadan farklı olarak 5237 sayılı Yasada tekerrürün infaz kurumu olarak kabul edilmesi ve tekerrür nedeniyle cezada artırım öngörülmemesi; ayrıca suça konu çek ve senedin sanık tarafından aynı anda verildiğinin kabul edilmesi ve farklı zamanlarda düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, 765 sayılı TCK’nun 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı da gözetilerek, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 342/1, 80, 81, 59. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 204/1, 62. maddeleri uygulanarak bulunacak sonuçların karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; 5237 sayılı TCK'nun uygulanması ile bulunan sonuç ceza 765 sayılı TCK’na göre sanığın daha lehine olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamış, 5237 sayılı TCK'nun 51/1-a maddesinde verilen cezanın ertelenebilmesi için daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle hükmün ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunması nedeniyle 5728 sayılı Yasa ile değişik CMK'nun 231. maddesinin uygulanması olanağı bulunmayan sanık hakkında yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı ise de; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm fıkrasından "5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine "sanığın 5237 sayılı TCK'nun 53/1. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (a, b, c, d, e) bentlerinde yer alan haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, ancak TCK'nun 53/3. maddesi gereğince hapis cezası ertelenen sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksun bırakılmasına yer olmadığına" cümlesi eklenmek suretiyle eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- Müdafiinin sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.